İşte kimsenin farkedemediği detay!
2009'da Rusya'nın girişimiyle hayat bulan BRIC, Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'in İngilizce isimlerinin baş harfleriyle oluştu. 2010 yılında Güney Afrika'nın da eklenmesiyle BRICS adını aldı. Farklı kültürlerden, bölgelerden ve inançlardan gelen bu ülkelerin nasıl bir birlik kurabileceği sorusu hep soruldu. Aslında cevap çok basit. Milenyum çağının en hızlı büyüme potansiyeline sahip ülkeleri güçlerini birleştirme hedefi güdüyordu.
ABD BRICS'e karşı mı ?
ABD'nin küresel çaptaki en büyük rakipleri Çin ve Rusya'nın birlikte yer alması ve hatta Moskova ve Pekin yönetimlerinin BRICS'te lokomotif rolü üstlenmesi ABD yönetimini en başından beri endişelendiriyor. Çin yönetimi her defasında mevcut uluslararası düzene saygı duyduklarını ilan etse de Washington yönetimi Çin'in küresel demokrasiyi ve liberal ekonomik sistemi yok edeceği iddiasında. Suudi Arabistan, Mısır, Etiyopya, İran, ve Birleşik Arap Emirlikleri de 1 Ocak 2024'te birliğe katılınca ABD'nin bu konudaki endişeleri haliyle ayyuka çıktı.
Peki ya Türkiye BRICS'e katılırsa?
Türkiye ne diğer çoğunluğu müslüman olan ülkeler gibi yalnızca bölgesel-islami kuruluşlar ne de diğer Türk ülkeleri gibi etnik ya da kültür merkezli uluslararası kuruluşlarla yeterli. Zaten Ankara merkezli Anadolu siyasi yapılanmasının Asya, Avrupa, Afrika gibi büyük hinterlandlara bigane kalması mümkün olamaz. Türkiye'nin Güney Doğu Asya'ya da Güney Amerika ülkelerine de Kutuplara da ilgi duyması son derece doğal. Bu kapsamda spordan kültüre ekonomiden politikaya tüm kuruluşlar Türkiye'nin ilgi odağı olabilir.
Ancak Türkiye'den bakıldığında dünyayı anlamlandırmak, "bizim de diyeceklerimiz var" için uluslararası kuruluşlara üye olma hakkı ve talebi diğer başkentlerin ya da kuruluşların görüşleriyle çelişebiliyor. Türkiye eksen kayması eleştirilerinin hedefi oluyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2018'de özel davetli olarak katıldığı BRICS zirvesinde Türkiye'nin de üyelikle ilgilendiğini belirtmişti. Nitekim NATO üyesi, AB'ye de aday bir Türkiye'nin tam katılım manevrası hem bölgede hem de küresel çapta büyük değişikliklere gebe.
Dünya 5'ten büyük mü?
BRICS, henüz Birleşmiş Milletler (BM), Dünya Bankası veya Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) gibi uluslararası bir örgüt olmasa da ağırlıklı ilgi odağı ekonomik kalkınma ve işbirliği. Grup üyelerinden Rusya ve Çin'in Amerikan Doları yerine yerel paralarla ticaret yapma arzusu Türkiye ve İran'ın istekleriyle örtüşüyor. Hele BRICS'te başkanlık koltuğunun üye devletler arasında yılda bir paylaşılması, ayrıca kararların da oy çokluğu değil oy birliğiyle alınıyor olması "Dünya 5'ten büyüktür"ün adeta vücut bulmuş hali.
Türkiye'nin BRICS'e katılması elbette karşılıklı çıkara dayanıyor. Orta Doğu, Avrupa, Kuzey Afrika ve Asya'nın buluşma noktasındaki Türkiye'nin stratejik konumu BRICS'in jeopolitik önemini artıracak. Türkiye'nin kabuğuna çekilmek yerine yeni bir atılımla küresel ve bölgesel siyasette daha fazla söz ve nüfuz sahibi olabileceğini söylemek de mümkün. Fakat Türkiye ile ABD ve Batı bloğu arasında savunma ve ekonomi konularında devam eden soğuk rüzgarın daha da şiddetleneceği şimdiden söylenebilir.
Abdurrahman Yazıcı